Bir Vize Macerası
Yıllar önce Yunanistan vizesine başvurdum. O zamanlar daha Schengen dünyası vize ofisi yoktu. Yorgo vardı. Konsolosluğa gidip Yorgo'ya evraklarını elden verirdin. Gittim evrakları verdim. Vizem bir gün sonrasına 2 günlük verildi. Yazıyla iki gün. Yorgo bende gidip Yunanistan'a yerleşecek bir tip görmüş olmalı ki bırak yerleşmeyi nereye gittiğimi bile anlamayayım istiyordu herhalde.
2 günlük vize mi olur? Yılmadım.
Tekrar başvurdum. Yorgo'ya da 'o kadar kısa vize verdiniz ki gidemedim' dedim. Homurdanarak cevap verdi bana aksanı o kadar tatlıydı ki, ne dediğini dinlemedim. Aksanının müziğini takip ettim, evraklarımı teslim ettim ve en güzel gülümsememi bankonun kenarına bırakıp çıktım.
İkinci başvuruma 3 günlük vize verildi. Yazıyla üç gün. Öyle canım sıkıldı ki, bu sefer bankonun kenarına çok bozuğum ifademi bıraktım. Çok kızdım ve Yunanistan'a küstüm.
Yıllarca Rodos, Marmaris'te dibimizdeydi. Gerçi Rodos hala Marmaris'in dibinde de biz orada değiliz. Neyse Rodos'a bile gitmedim. Öyle derin küstüm.
Geçenlerde haydi Sakız'a gidelim dedik. Gidelim. Bir ülkeye küs kalınamayacak kadar küs kalmıştım zaten. Küslüğün kimseye bir faydası yoktu. Yunanistan gelip benden özür dilemeyecekti. Bayram da yaklaşıyordu. Barış lazımdı. Evraklarımı hazırladım. Başvurdum.
Ertesi gün Avrupa Birliği'nde gümbürtü koptu. Yunanistan'a borcunu ödemesi için tanınan süre dolmuştu. Çipras, türkçesi 'ödemiyorum lan!' anlamına gelen cümleyi gayet diplomatik bir dille ifade etti. Merkel'in yüzünden düşen bin parçaydı neredeyse masanın üzerine çıkıp ' arkanı dön ve çık istenmiyorsun artık' şarkısını söyleyecekti ama Çipras delikanlı adamdı. Yüzünde mahzun ama gururlu bir ifadeyle 'yıkılmadım ayaktayım, dertlerimle baş başayım' diyordu.
Bir kaç gün sonra Yunanistan'da referandum yapıldı. Nefesimi tuttum. Yunan halkı Çipras'ın arkasındaydı. Avrupa Birliği'nin kemer sıkma politikalarına hayır diyorlardı. Çipras'ın bir ayağı Avrupa Birliği'nin kapısının dışındaydı ve bu durum benim açımdan hiç iç açıcı değildi.
Yunanistan vizesine başvurdum ve hiç olmayacak bir şey oldu. Ülke battı.
Ben dedim 'benim vize yattı'.
Vize ofisi 'vize vermeye devam ediyorlar sorun yok' dedi.
Bunu dedi! Ertesi gün İstanbul Yunanistan vize ofisinde sistem çöktü. İzmir ofisi kilitlendi.
Ülke iflas etti, vize sistemi çöktü ama ben hala bir umut vizemi bekliyorum.
Ve daha da acayip bir şey oldu.
İstanbul Yunanistan Başkonsolosluğu'nda vize yolsuzluğu! Yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma açıldı.
Artık bu kadar da olmaz diyip bir bardak soğuk su içiyordum ki vizem çıktı.
Sonuç Sakız'dayım.