Kavuğun Devri
Komedi en çok yasakların yoğun olduğu ortamlarda coşar. İnsanlar tepkilerini en iyi gülerek verirler. Örneğin, ilk meddahlardan olan Hasan Efendi, devrinin yasaklarını komediye sığınarak tiye almıştır. Ortaoyunu geleneğinin patlama yaşadığı bu dönemde oyuncular oyunlarını halkın içinde, genellikle de sokaklarda yani halka en yakın yerlerde oynamışlardır. Hasan Efendi bir nevi halkın sesi olmuştur. Simgesel kavuğunu da, yorulduğu zaman hiç tereddüt etmeden İsmail Dümbüllü’ye devretmiştir. Eh, zamanı gelince o da kavuğunu Münir Özkul’a takdim etmiştir. Böylece bir gelenek başlamıştır.
Malumunuz “caanım” ülkemiz her daim baskılı bir dönem yaşamıştır. Bundan dolayı olsa gerek, Münir Özkul kavuğunu 21 yıl elinde tutmuş ama o arada da kavuğun hakkını kendince vermiştir. Yıllardan 1989 olduğunda Münir Özkul kavuk elinde daha fazla kalmasın diye dönemin “ortaoyuncularından”, düzeltelim Ortaoyuncular Tiyatrosu’nun kurucusu ve oyuncularından biri olan Ferhan Şensoy’a teslim etmiştir. İşte ne olduysa ondan sonra olmuştur. Geçen 27 yıl içinde Ferhan Şensoy usta, bu geleneği sürdürecek, bu kavuğa layık olacak tek bir kişi bile bulamamıştır. Oysa asıl bu dönemin yetiştirdiği gençler (isim vermeyelim) daha yaratıcı, daha meddah, daha doğaçlama idiler. Her neyse, adı üstünde kavuk bu. Çağrıştırdığı simgesel anlamlar çok manidar. E öyle olunca kolay kolay vazgeçilmiyor “kavuk”tan.
Suyun hangi tarafında olursanız olun kavuk kavuktur. Geçen yıllar içinde kavuk hakkında yapılan tartışmalar, kavuğun temsil ettiği değeri bile gölgede bırakmıştır. Hadi yazımızı tatlı bitirelim. Kavuk sonunda yeni sahibine teslim edildi. Rasim Öztekin usta, yıllarını bu mesleğe adamış bir oyuncu. Ondan ricamız bu geleneğin sürmesi için bu devir teslim süresini kısa tutması. Gençlerden korkmamak gerektiğini cümle aleme duyurması. Kavuğun hayırlı olsun Rasim Öztekin.