Çalışarak Yükselme Sabrım Yok
“Çalışarak yükselme sabrım yoktu” mottosu, gençler arasındaki modern çağın ekonomik ve sosyal dinamiklerini anlamak için önemli bir ipucu sunuyor. Aslında bu cümle, bir yandan bireysel sabırsızlığı ve hızla başarı elde etme arzusunu ortaya koyarken, diğer yandan da gençler arasında yaygınlaşan kısa vadeli düşünce tarzını ve anlık tatmin arayışını yansıtıyor.
Artık ülkemizde gençler geleneksel çalışma etiğinden sapma eğiliminde. Ülkenin ekonomik şartlarındaki başarısızlığı, eğitimdeki eşitsizliği, iş arayışındaki haksız rekabeti, çalışmak, emek vermek ve yavaş yavaş kariyer basamaklarını tırmanmak yerine, hızlı başarı yollarını tercih etmekte. Sosyal medya, bu trendin en belirgin örneklerinden biri. Influencerlar anlık şöhret ve büyük kazançlar elde edebiliyor, bu da gençler üzerinde benzer bir yaşam tarzına özenme hissi uyandırıyor.
Bu ifade, aslında ülkemizdeki derin bir ekonomik ve sosyal sorunla da ilişkili. Çünkü iktidar yandaşlığına dayalı, hızla cep doldurmaya yönelik sistem, gençleri sürekli açgözlülüğe ve daha fazla para kazanmanın kısa vadeli tuzaklarına itiyor. Bu sistemde sabırlı olmak ve yavaş yavaş ilerlemek, çoğu zaman dezavantaj olarak algılanıyor. Çok çalıştım, emek verdim, kazandım demek yerine hiç çalışmadan kazandım demek daha havalı oluyor. Böylece anında sonuçlar elde etmek isteyen gençler, kısa vadeli düşünme tuzağına düşüyor ve bu da ekonomik istikrarsızlık ve kişisel tatminsizlik, boşluk hissi yaratıyor.
Motto, toplumda hızla yaygınlaşan, hızlı başarıya duyulan açlığı ve sabırsızlığı sorgulamayı, iyi insan, iyi yurttaş, olmak için mutluğa giden yolun paradan, güçten, makamdan değil meslekten geçmekte olduğunu, ekonomik felsefemizi anlık tatmin yerine sürdürülebilirlik üzerine inşa etmeyi, severek keyifle yapılan bir iş, hem kariyerimizin hem de mutluluğunuzun altın anahtarı olacağını, her gün istikrarlı şekilde ve adım adım ilerleyerek hayatı değiştirecek o nihai başarıya çalışarak ve emek vererek ulaşılabileceğinin bir toplumsal çağrısı aslında.