Kalbim Foça'da Kaldı
Bir efsaneye göre Foça’da bir karataş varmış. Arnavut kaldırımlar arasındaki bu karataşa bilmeden basanlar bir daha Foça’dan vazgeçemez, döner dolanır Foça’ya gelirlermiş. O taşa ben de basmış olmalıyım ki tekrar sekiz sene sonra geldim.
Burası “easy life” konseptine göre düzenlenmiş Seferihisar’dan sonraki ikinci yer.
Foça’nın beni en çok cezbeden özelliği eski taş evleri. Eski diyerek haksızlık etmeyeyim, pek çok taş ev restore edilmiş. Geleneksel bitişik düzende olup kule evler, dağınık olarak tek ya da topluca bulunurlar. Yükseklikleri cephe genişliğinden daha fazla olduğu için kule ev olarak adlandırılır. Tek ev tipi ise sıvasız, yığma taş yapılır.
Foça çarşısı gördüğüm en güzel kasaba çarşılarından birisi.
Hemen limanın yanındaki Beş Kapılar Kalesinden gün batımının keyfi… 1275’te inşa edilmiş olan kale Michel Paleoloc tarafından yapılmış. Birçok kez onarılan kalenin ismi ön cephede yer alan 5 kapıdan geliyor. Kapılardan bir tanesi açık ve ziyaret edilebiliyor. Burada ufak bir tiyatro sahnesi göreceksiniz. İçerisinde bazı antik eserler sergileniyor. Kalenin çevresinde el işi olarak yapılmış takı ürünlerini satılan tezgahlardan alışveriş yapabilirsiniz.
Eski Foça’yı Yeni Foça’ya bağlayan karayolu üzerinde bulunan Phokaia Antik Kenti’nde süren arkeolojik çalışmalarda çok sayıda tarihi esere ulaşılmış. Foça'nın 7 km. doğusundaki bir düzlükte, Taş Kule olarak anılan mezar anıtı İÖ 5. yüzyıla ait. Pers Mezar Anıtı Anadolu ve Ege arkeolojisinin en ilginç ve önemli yapıtlarından. Persler'in Anadolu'daki 200 yılı aşkın süren egemenliklerinin kalan en sağlam örneği.
Ana Tanrıça Athena için yapılan ve İon dünyasının en eski tapınağı olan Athena Tapınağı buradadır. Athena’nın tahtadan heykeli bu tapınağın görülmesi gereken eserlerden. Ayrıca Kybele Açık Hava Tapınağı’nda mitolojik figürlerin yer aldığı MÖ 580 yılında inşa edilen duvarlarında farklı işlemeler görebileceğiniz tapınak ilginizi çekecektir. Sahil yolunu takip ederek tapınağa ulaşabilirsiniz.
Günümüze kadar kalan eserlerden biri olan Fatih Cami’yi ilk görüşte taş ev sanabilirsiniz. İsmini camiyi yapan Fatih Sultan Mehmet’ten almıştır. Merkez içerisinde bulunan camiyi ara sokaklara girerek bulabilirsiniz.
Eski Foça’da gidilmesi gereken yerlerden biri de Siren Kayalıkları. Adacık olarak bahsedebileceğimiz Siren Kayalıkları, tarihte önemli bir yere sahip. Tekne turu ile Siren Kayalıkları’nı görebilirsiniz veya Eski Foça’da yüksek yerlere çıkıp uzaktan o muazzam kayalıkları görmeniz mümkün. Siren Kayalıklarını ziyarete giderseniz etrafta yaşayan fokları görmüş olacaksınız.
Foça’nın simgesi haline de gelmiş olan meşhur Akdeniz Foklarını ne yazık ki göremedim. En meşhuru BADEM. Her yerde resmi var. Oranın yerlisi bile “35 senede 3-4 kez ancak gördüm” deyince pek kolay göremeyeceğimi anladım. Dünyada 450-500 tane kaldığı sanılıyor. Nesli tükenmekte olan 12 memeli türünden ne yazık ki birisi. Bazen karaya çıkarlar ama insanlardan ürkerler. Belki şanslıysanız siz karşılaşırsınız kim bilir?
Eski Foça’yı ziyaret edenlerin genellikle bilmediği ya da gözden kaçırdığı bir yer vardır. O da Dış Kale ismini alan, Osmanlı döneminden kalma kale. Ayakları denize gömülmüş olan Dış Kale, 1678 yılında Osmanlılar tarafından yapılmış. Yapılış sebebi aslında isminde gizli. Dışarıdan gelen akınları engellemek amacıyla yapılmış ve bu sebeple ismi Dış Kale olarak kalmış.
Foça ilçe merkezine 2 km uzaklıkta Çan tepesinin eteklerinde, askeri alan içinde Şeytan Hamamları yer alıyor. Foça’nın meşhur Can Dede tepesinde yer alan Şeytan Hamamları, İ.Ö 4. yüzyıldan kaldığı söylenmektedir. İki mezar ve uzunca yoldan oluşan Şeytan Hamamları’nı görülecek yerler listesine ekleyebilirsiniz. Can Dede tepesine yaya veya şahsi aracınız ile çıkabilirsiniz.
Deniz Feneri ilginizi çeker mi bilinmez fakat Eski Foça’da bulunan deniz feneri, merkezden karşı cepheye baktığınız zaman görüntülenen, ilçeye farklı bir hava katan detaydır. Dilerseniz karayolu ile oraya gitmek mümkün.
Osmanlı dönemine ait günümüze kadar konumunu koruyan ve hala kullanılan Osmanlı Mezarlığı, çok sayıda eski mezarı barındırıyor. Yüzyıllardır orada olan mezar taşları ve bozulmaya yüz tutmuş zemini, ilgi çekiyor.
Foça’ya yakın olan dört koya Mersinaki adı verilmiş. Foça’da bulunan tüm plajlar mavi bayraklıdır. Denizin dibini rahatlıkla göreceğiniz tertemiz deniz suyuna sahip bu plajlarda yüzmenin ve tatilin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Plaj kenarlarında çok sayıda otel, restoran ve kafede karnınızı doyurabilirsiniz. Foça’ya 2 km uzaklıkta bulunan Karakum Plajı Foça’nın en güzel plajlarından biri. Mavi bayrak sahibi olan bu plajın tertemiz deniz suyu ve geniş bir alanı var. Halka açık olan plajda denizin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Yüzme dışında su sporları içinde uygun olan bu plajda harika bir tatil yapabilirsiniz.
Girit dondurmacı Nazmi Usta’da sakızlı dondurma yemenin vakti artık. Lezzetli dondurması ve kıvamı var. Hangi saatte giderseniz gidin önünde kuyruk var ama “gebelere, bebelere sıra bekletilmez” yazısı da çok hoş. Top başına 3 TL, kornet başına 1 TL alıyor ama, değer. Antep fıstıklı, vanilyalı, krokanlı, kakaolu, karadutlu, kavunlu, limonlu dondurmalarının dışında başrol sakızlı dondurma. Ama usta bir hayli yenilikçi; incirli, karpuzlu, naneli dondurmaları da var.
Dibek kahvesi seviyorsanız sakızlı olanı yıllardır yerinde duran Poyraz'da deneyin. Burası halis muhlis bir köy kahvesi. Hani şu meydanda yer alan, amcaların tavla attığı, çekirdek çıtlatılan, geleni gideni seyredildiği, “Günün planı nerede yapılır?”, “Nerede rahat rahat rota çıkarılır?”, “Nerede rahat rahat kitap okunur?”, “Nerede taze demlenmiş çay içilip, mola verilir?” İşte tüm bu soruların cevabı olan kahve.
Foça Karası sadece Foça’da yetişen bir üzüm cinsi, şişesi 100 TL olan bu şaraplardan bulmuşken toparladık... Çarşı içindeki dükkanda satıldığı gibi dönüş yolunuzda ana üretim yerinden de alabilirsiniz. Hatta orayı tavsiye ederim zira hem güzel indirim yapıyorlar hem de paranız yok ise banka bilgilerini verip sonra gönderirseniz diyecek kadar da dost ve sevecen insanlar. Hatta "bizi tanımıyor ve nasıl güveniyorsunuz", dediğimde "şarap içenden korkma esas namazdayım, niyazdayım diyene güvenme" demeleri oldukça eğlenceliydi.
Foça Karası 2600 yıl önce Foça'da yetiştirilen antik bir üzümmüş. M.Ö. 500'lü yıllarda Perslerin Foça'yı yağmalamasıyla bir kısım Foçalılar gemileriyle batıya göç ederek Fransa Marsilya’da koloni şehri kurmuşlar ve Foça'dan yanlarında götürdükleri üzümleri burada da yetiştirmeye devam etmişler. Bu üzümler bugün dünyanın en leziz şaraplarının üretildiği Avrupa'da yetiştirilen ilk üzüm olmuş.
Önceleri Eski Foça'da Rumlar tarafından yetiştirilmiş bu üzümler mübadele sonrasında kaderine terk edilmişken 90'lı yıllarda eski Foça'da albay olarak görev yapan Volkan Sucukcu'nun Fransız bir turistten adını tesadüfen duyup, emekli olduktan sonra uzun uğraşlar sonucu fidelerini bulup yetiştirmeye başladığı Foça Karası üzümleri artık marka olup masalarımızı süslüyor.
Liman boyunca sahilde sıra sıra balık restoranları dolu. Tüm restoranlar adeta leb-i derya! Manzarayı az çok tahmin edersiniz… Sandallar, balık ağları, martılar, Foça’nın minik tatlı evleri… Buraların mezeleri meşhur zaten Ege olunca meze çeşitliliği ve lezzeti insanın aklını başından alıyor. Ege’de en sevdiğim özelliklerinden biri de masadan masaya konuşmalar, kadeh tokuşturmalar, hır-gür yok, nezih, modern, sakin, samimi, yani Ege’nin içi dışı bir. Ego yok, gösteriş yok, her şey olduğu gibi.
“Bir elimde defne, bir elimde sevda, kalbim Ege’de kaldı…” ne güzel demiş Egeli Sezen Aksu.