Şirket satılırken alıcı - satıcı ilişkisi nasıl olmalıdır?
Şirketinizi satmak istiyorsunuz ve bir danışmanla karşı karşıya geldiniz. Danışman sizin için bir çalışma yaptı. Gerek ulusal pazardan gerekse uluslararası pazardan sizin şirketinize talip olan firmayı buldu. O firmayı bulduktan sonra önce gizlilik sözleşmesi yapılıyor ve gizlilik sözleşmesi yapıldıktan sonra en kötü süreç oradan sonra başlıyor. Çünkü o alıcının bulduğu itinalı hukuk değerlemesi ismi verilen çok zorlu süreç başlıyor. Yani süre içerisinde mali müşavirler, hukukçular, denetim uzmanları şirketinizin içine giriyor ve siz normalde işinizi yaparken bir sürü evrak, bir sürü kürek istiyorlar. İşte evrakı alıyorlar, inceliyor. Yarım saat sonra, bir saat sonra ya da ertesi gün gelip burada ne yazıyor, ne demek istiyor bana bir anlatın diyorlar.
Çok zorlu ve çok sorunlu bir süreç. Bu süreç açıkçası iki üç ay civarında bir süre sürüyor. Yani sizin şirketinizle ilgili bütün röntgeni çekiliyor. Yani karaciğerde bir problem var mı? Mide de problem var mı? İşte enzimler doğru çalışıyor mu? Kalın bağırsakta bir kanserli bir hücre var mı? Yok mu? Her şeye sonuna kadar yani bu itinalı hukuk değerlemesini söylemek istersek röntgenini çekiyor. O röntgen mütehassıslar tarafından biraz önce dediğim gibi bir tarafta mali müşavir bir tarafta denetimci öteki türlü baktığınız zaman doktorları nasıl değerlendirirsek onlarda aynı şekilde bakıyorlar ve bunun sonucunda bir rapor yazıyorlar. Diyorlar ki o raporun özünde çok da tekniğe girmeden işte bu şirket çok temiz yani bütün yasal yükümlülüklerini hukuka uygun yapmış. Şirketin faaliyetlerini hukuka uygun yürütmüş. İmzaladığı sözleşmelerde çok büyük yükümlülükler yok. Bu yükümlülükleri yerine getirirken son derece temiz ve titiz yürütmüş. Son derece güvenilir bir firma. İşte alıcılara paraları doğru tahsil ediyor. İşte satıcılara ödemeleri son derece düzenli yapıyor. Yani sonuç itibarıyla bilgilerini son derece temiz. Karşı taraftaki alıcıya güven veren bilgiler olup olmadığı ortaya çıkıyor. Bu bilgiler kimi zaman doğru çıkmayabiliyor. Yani alıcının gözünde bir güven hissi vermiyor ama eğer şirketinize güveniyorsanız ve temiz bilgi üretmişse şirket bunun sonucunda satıcı artık sizinle pazarlığa girişebiliyor. Çünkü şirketinizin temiz olduğunu biraz önce dediğim gibi pazarlık edilebileceğini inanıyor ve sizinle pazarlığa oturuyor. Sizin için de bu rapor çok önemli. Bu raporun sonuçları sizinle paylaşılıyor.
Unutmayın ki şöyle bir şey bir araç satın almak istiyorsunuz ve o aracı alırken açıkçası araçtan hiç haberiniz yok. Kazası var mı? İşte yürüyen aksağımda bir problem var mı? Yok mu? bilmiyorsunuz. Sonuç itibarıyla expertis firmasına götürüyorsunuz. Expertis firması alıyor. Yürüyen ak sağımına bakıyor. Kaportasına bakıyor. Mikronuna bakıyor. İşte burası boya yapılmış diyor ya da yürüyen ak sağımında bir problem olup olmadığına bakıyor. Aynı şey bu. Sonuç itibarıyla o aracı satın alma güvenini doğruluyorsunuz ama şöyle bir şey var hem alıcı hem satıcı sonuç itibarıyla araca güveniyor. Anlattığım olayda firmaya güveniyor. Ama satıcıda şirketinin son derece temiz veri ürettiğine inandığı için aslında alıcı da, satıcı da çok rahat bir şekilde masaya oturuyor ve o masanın sonucunda da fiyat pazarlığı başlıyor ve onun sonucunda da artık şirketinizi kaç para satacağınızı birlikte pazarlık yaparak el sıkışıyorsunuz.