Nigar'ın 43. Günü
Nigar konaktan çıkıp dolmuş durağına doğru yürürken kendisini bekleyen Ferit’i gördü. Bu sefer kaçmadı. Sakince yanına gitti.
NİGAR- Merhaba.
Ferit’in yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı.
FERİT- Merhaba.
NİGAR- Burada ne arıyorsun? Daha doğrusu burayı nereden biliyorsun?
FERİT- Seninle ilgili her şeyi biliyorum emin ol.
NİGAR- Bak Ferit, bütün gün düşündüm. Sakın herkesi ateşe atacak bir şey yapma. Sakın ama sakın Keriman’ı üzme. Artık bizden hiçbir şey olmaz. Hiç birimizin düzenini bozma.
FERİT- Ben artık...
NİGAR- Hem… Annen haklı. Sen okudun doktor oldun, ben ise gördüğün gibi elaleme hizmetçilik yapıyorum. Olmaz. Davul bile dengi dengine.
FERİT- Artık çalışmana gerek kalmayacak, merak etme.Nigar’ın aklına pavyon geldi. Sinirleri bozuldu. İstemsiz bir kahkaha attı.
FERİT- Ne oldu?
NİGAR- Hiç. Nerede olduğum aklıma geldi. Hadi ben kaçıyorum, daha eve gidip yemek yapmam lazım.
FERİT- Birlikte gidiyoruz ya işte?
Nigar durup adamın yüzüne baktı.
NİGAR- Birlikte hiçbir şey yapamayız Ferit. Anla artık.Hızla uzaklaştı. Geçen dolmuşa el kaldırıp bindi.
Arkada kalan Ferit’in şaşkın yüzüne bakamadı. Ama gülme tuttu.
NİGAR- Ben de bu geçen dolmuşa binme işini alışkanlık edindim herhalde.
Yanındaki yaşlı adam kendisine bir şey söylediğini sandı.
ADAM- Anlamadım kızım?
NİGAR- Ben de anlamadım amca, boşver.
-o-
Münevver Lale’nin getirdiği kahveyi alıp kenara koydu.
MÜNEVVER- Sağol kızım eline sağlık.
LEYLA- Ne oldu Münevver hanım, hiç keyfin yok.
MÜNEVVER- Ne bileyim Leyla hanım. Benim oğlana sıkıldı canım azıcık.
LEYLA- Hayırdır?
Münevver kahvesinden bir yudum aldı. Gözü televizyon seyreden Lale’ye takıldı.
MÜNEVVER- Niye gitmedi okula?
LEYLA- Gençlik işte. Duymaz, anlat.
MÜNEVVER- Bilmiyorum bir haller var Hamza’da. Ama anlatmıyor. Kara sevdaya mı tutuldu, başı biriyle mi dertte bilemiyorum. Bugün gelip kucağıma yattı uyudu.
LEYLA- Canı sıkkındır belki.
MÜNEVVER- Hayırlısıyla bir evlenip yuvasını kursa çok iyi olacak. Yoksa gözüm açık gideceğim öbür tarafa.
LEYLA- Allah gecinden versin.O sırada kapı çaldı.
Lale koşarak açtı kapıyı.Eli kolu dolu girdi içeri Nigar. Neşeliydi.
NİGAR- Merhaba kızlaarr!
Münevver’i görünce şaşırdı.
NİGAR- Lale, mutfağa götür bunları çocuğum.
Lale paketleri alıp içeri gitti. Nigar, Münevver’in elini öptü.
NİGAR- Hoş geldin Münevver teyze, nasılsın? Kusura bakma hiç uğrayamadım bu aralar sana.
MÜNEVVER- Ne kusuru kızım? Senin işin başından aşkın. Bir de beni mi düşüneceksin? Bak ben geldim işte seni görmeye.
LEYLA- Azıcık canı sıkılmış Hamza’ya.
Nigar ‘acaba Hamza bir şey söyledi mi?’ diye düşündü.
NİGAR- Hayırdır?
MÜNEVVER- Ne bileyim, canı sıkkın bu günlerde.
Nigar’ı süzdü.
MÜNEVVER- Hayırlı bir kısmet bulaydı diyordum tam.
NİGAR- Amaan Münevver teyze, bulur kendi boşver. Ben mutfağa geçeyim, gelir şimdi Sinan. Acıkmıştır. Yemeğe kalırsın değil mi?
MÜNEVVER- Yok kızım kalkarım birazdan. Size afiyet olsun.
Nigar mutfağa geçtiğinde derin bir soluk aldı. Lale poşetleri boşaltıyordu.
NİGAR- Hadi bakalım, kolları sıvayalım. Bu gece bir ziyafet çekelim kendimize.
LALE- Hala bir şey söyleyeceğim. Ama kızma.
NİGAR- Söyle kuzum. Niye kızayım?
LALE- Ben bugün okula gitmedim. Daha doğrusu gittim ama girmedim.
Nigar kızın yüzüne bakar.
NİGAR- Bir şey mi oldu?
LALE- Keriman ablayı gördüm. Çok ağlamış gibiydi. Nedense utandım. Kızma ne olur? Dersine giremezdim.
Nigar Lale’ye sarıldı sıkı sıkı. Saçını öptü. Bütün neşesi kaçmıştı.
NİGAR- (iç ses) Ya işte Nigar? Mutlu olmak sana çok uzak.
NİGAR- Kızar mıyım kuzum? Vardır bir derdi, üzülme sen. Hadi yardım et yemeği hazırlayalım.
ARKASI YARIN....
Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.