1668

Nigar'ın 41. Günü

Nigar bankadan çıktığında kapıda Ferit’in kendisini beklediği gördü. Bir an yakalanmış gibi hissetti. Ferit Nigar’ın karşısında durdu. Nigar ne diyeceğini bilemedi. Etrafına bakındı. 

FERİT- Nigar, konuşmamız lazım. 

Nigar cevap vermeden uzaklaşmaya çalıştı. Ferit kolunu tuttu usulca. 

FERİT- Nigar lütfen. 

Nigar adamın yüzüne bakmamaya çalışıyordu. Yıllardan beri bu kadar yakınına sokulmamıştı. Kokusunu hissetti. Korktu. Kendinden korktu. Bir adım geriye çekildi. 

NİGAR- Bizim konuşacak bir şeyimiz yok Ferit. 

FERİT- Nigar lütfen. Bak çok şey oldu. Hadi gel şurada bir çay içelim. Sana söyleyeceklerim var. 

NİGAR- Çay mı? Burada mı? 

FERİT- Nerede istiyorsan orada. Ama lütfen on dakikanı ayır bana. Bunca yılın hatırına. 

NİGAR- İşe geç kalıyorum. 

FERİT- Ben de.Nigar’ı gülme tuttu. 

 -o- 

Ferit ve Nigar yıllar sonra ilk defa bir çay bahçesinde karşılıklı oturuyorlardı. Nigar hala adamın gözlerinin içine bakmamaya çalışıyordu. Ferit ise Nigar’ın yüzünü mutlulukla inceliyordu. Nigar bunu fark edince tedirgin oldu. 

NİGAR- Hadi ne söyleyeceksen söyle, işe geç kalıyorum. 

FERİT- Ben Keriman’dan ayrılıyorum Nigar. 

Nigar donup kaldı. 

NİGAR- Ne? 

FERİT- Ben Keriman’dan ayrılıyorum. Artık mutsuz yaşamak istemiyorum. Dün ona da söyledim. 

Nigar hışımla ayağa kalktı. 

NİGAR- Sen ne yaptığını sanıyorsun? Nasıl böyle bir şey söylersin? 

FERİT- Sevineceğini düşünmüştüm. 

NİGAR- Sevinmek mi? Sen ne diyorsun Ferit? Nasıl sevinebilirim böyle bir şeye? Yuvanız yıkılırken buna sevinmemi mi bekliyordun gerçekten? Çıldırmışsın sen! 

Nigar masanın üstündeki çantasını aldı. 

NİGAR- Bir daha çıkma karşıma. 

Ferit hızla ayağa kalkıp Nigar’ı zorla oturttu sandalyesine. Yüzünde Nigar’ın daha önce görmediği ciddi bir ifade vardı. 

FERİT- Beni dinlemeden hiçbir yere gidemezsin Nigar. Yeter artık. Yıllardır sen nasıl istiyorsan öyle davranıyorum. Ama artık yeter. Otur ve dinle. 

NİGAR- Ferit…  

FERİT- Sus Nigar. Sus ve dinle. Yıllardır senin inadın yüzünden sağa sola savrulup durduk. Gözümün önünde sen eriyorsun, her gün ben eriyorum. Hayatımız bir hiç uğruna elimizden kayıp gidiyor. Yetmez mi bu kadar ceza ikimize de? 

NİGAR- Ben halimden memnunum. 

FERİT- Ne demezsin? Niye evlenmedin o zaman? Niye hayatında hiç kimse yok? 

NİGAR- Nereden biliyorsun kimsenin olmadığını? 

FERİT- Nigar sus artık. Bırak bu inadı. Ömrümüz tükeniyor birbirimize karşı kaldırımlardan baka baka. Her gün seni bir an bile olsa görme umuduyla yaşıyorum ben. Bilmiyor musun bunu? Neden bu mahalleden taşınmadığımı bilmiyor musun sanki?Nigar başını öne eğdi. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Duydukları beyninin içinde dönüp duruyordu. Bütün ömrü boyunca Ferit’den bunları duymayı beklemişti. İçinde mutluluk ve korku karışıyordu. Elleri titremeye başladı. 

Ferit uzanıp tuttu. Nigar’ın gözünden yaşlar dökülmeye başladı. Ellerini çekti yavaşca. 

NİGAR- Neden yapıyorsun şimdi bunu bana? Neden? Tam her şeyi yerli yerine oturtmuşken neden?  

FERİT- Neyi oturttun Nigar söyle bana? 

NİGAR- Keriman’a nasıl yaparsın bunu? O kadın yıllarca… 

FERİT- İnan bu onun da iyiliği için. Daha fazla mutsuz olmasını istemiyorum. Alışacak her şeye. Ona hiçbir şey veremiyorum. Ne sevgimi, ne bir çocuk… 

Sustular. 

FERİT- Dün akşam konuştuk. Daha doğrusu ben konuştum. O sadece ağladı. Ama yıllar sonra bu cesareti buldum kendimde. Hepimizin iyiliği için en doğrusu bu. Ben artık sensiz yaşamak istemiyorum Nigar. Senin de hala beni sevdiğini biliyorum. 

Nigar uzun uzun baktı Ferit’in yüzüne. O kadar özlemişti ki ona bakmayı. Gözleri yeniden doldu. 

NİGAR- Buna hakkımız yok.  

FERİT- Bir tek bizim hakkımız var. Biz herkes için yaşadık yeter. 

Nigar’ın yüzüne alaycı bir ifade yerleşti. 

NİGAR- Annene sordun mu? Sor istersen. Sana anlatsın yine benim yüklerimi, çocukları, annemi… 

FERİT- Nigar, artık kimse umurumda değil. 

NİGAR- Senin olmayabilir ama benim umurumda. Lale’nin yüzüne nasıl bakarım ben? Ya Keriman’ın? Bu kadar bencil olamam ben. Sen de olma. Bir daha da karşıma çıkma. 

Nigar uzaklaşırken Ferit arkasından bağırıyordu. Nigar’ın gözlerinden yaşlar dökülürken onun sesi kulaklarında çınlıyordu. 

FERİT- Artık seni dinlemeyeceğim. Anladın mı? Artık beni engelleyemeyeceksin.


ARKASI YARIN.....

Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.