Toplumların temel inançları ile onların tarihleri arasındaki ilişki nedir?

Toplumlarda insanlar gibi temel inançları vardır. Dünya görüşü de diyebiliriz. Toplumların tarihlerine baktığımız zaman tamamen bu dünya görüşünü yansıttığını görürüz. Diyelim ki, Amerikan rüyası şeklinde özetleyebileceğimiz işte daha büyük, daha yüksek, daha gelişmişliğe doğru büyük düşün sloganlarıyla özetlenen, Amerikan rüyası dediğimiz şey sürekli toplumun gelişmesi tabii ki fiziki ve maddi olarak gelişmesi, hayallerin gerçekleştirilmesi yine fiziki ve maddi konularda, bunun için kişinin çaba göstermesiyle alakalı. Buradaki amaç maddi refahı yaratmaktır. Maddi refahı yaratmak ana amaçtır, bunun için her araç kullanılabilir. Amerikan rüyasının özeti budur. Hakikaten baktığımız zaman diyelim ki, Avrupa'dan sıradan biri olarak Amerika'ya göç eden biri orada hayallerini geliştiriyor. Fakir bir insanken zengin biri de olabiliyor. Yani Amerikan rüyası buna izin veriyor.

Arap toplumlarına baktığınız zaman kadercilik öz temelde ve zamanın iyi kullanılmaması, inşallah yaparız, bugün git yarın gel gibi ve kaderine kendi hayatlarına sahip çıkmayan toplulukların başında sürekli bir despot, bir yönetici, bir tiran oluyor. Baktığınız zaman işte Suriye'den tutun, Mısır vs. hep öyle olduğunu görüyoruz. Mesela İsraillilerin de hayata çok sıkı tutunan konfor içinde ve zenginlik içinde yaşamaya yönelik arzu ve isteklerinin, inançlarının, böyle olması gerektiğine dair inançlarının sonucunda Musevi toplum, İsrailli insanların gerçekten güçlü, zengin ve hatta bilgeye düşkün olduklarını görüyoruz ve İsrail toplumunda çocuklar daha küçükken bilgi ağırlıklı, bilgi öğrenme temelli yönlendirildiklerini görüyoruz. Hindistan'a baktığımız zaman da insanın dünyadan kaçması uzaklaşması, dünyaya önem vermemesi gerektiğine dair inanca sahip olduğu için şimdi o yavaş yavaş değişiyor. Fakirlik, pislik, meditasyon yapan insanlar bir sürü gurular olduğunu görüyoruz. Trafik düzeninden de o çok belli. Dolayısıyla Türk toplumunda da biraz kadercilik çok yoğun yaşanıyor. Kadercilikle onun karşıtı olan düşünce karşısında bir mücadele de mevcut. Nasıl kişilere bakıp bu şekilde inceliyorsak, toplumlarında bir dünya görüşleri yani onların bir çekirdek inançları var.