Kuantum düşünce tekniği çocukların eğitiminde nasıl kullanılır?

Kuantum düşünce zihinle, bilinçaltına insanla ve hayatla ilgili olduğu için eğitimi de çok uygulanabilir teknikler içeriyor. Özellikle öğrenme, hafıza, hızlı öğrenme, kalıcı öğrenme, zeka, akıl, yaratıcılık geliştirme gibi ve tabii ki öğrencilerde çok kullanılan bir teknik, öğretmenleri bu konuda ders anlatırken buna göre anlatılması sağlandığı zaman öğrenciler tabii ki çok keyifli öğreniyorlar. Çünkü öğrenmede en önemli şey kişinin öğrenme sırasında rahat olması, gevşemiş olması ve öğrenebileceğine dair bir inanca sahip olması ve o konuyu öğrendiği zaman ona neler katabileceği konusunda da bir motivasyona sahip olması lazım. 

Bütün bunlar olduğundaki bu konuda da önce o çocukla çalışıp bunların varolup olmadığına bakmak lazım. Sonra bunlar olduğunda kişiye çocuğa ders anlatırken beynin iki lobunu da birlikte kullanması yani daha çok sol lob kullanılıyor, mantık ve sayısal taraf sağ taraf pek kullanılmıyor. Sağ taraf hikayeler, müzik, tartım, ritim, espiri, şaka ve diğer konularla alakalı duygularla alakalı olduğu için, yani duyguyla, düşünceyi, mantıkla, duyguyu, hikayeyle soyut kavramları birleştirdiğiniz zaman kişinin öğrenme sürece tabii ki çok hızlı oluyor. Çocuğun tabii ki öğrenme modellerini çok iyi bilmek lazım. Kimisi görsel olarak öğreniyor, kimisi işitmesi lazım, kimisi dokunması lazım. 

Çocuğun öğrenme stratejilerini, modellerini de çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bu zaten kolay bilinir birşey. Uzman bunu hemen anlayabilir. Bir öğretmen bunu bildiğinde ona göre eğitim vererek gerçekten hızlı, kalıcı, bilinç altının öğrenme kapasitesinde neredeyse sonsuz ama bilincin çok kısıtlı. Birşeye çok dikkat ederek öğrenmeye çalışarak mesela başladığınız zaman öğrenemiyorsunuz ama sadece burada kal, dinle dediğiniz zaman, ilgilendiği zaman dinlemiyormuş gibi yapmasına rağmen öğrendiğini görebiliyorsunuz. Sonra hafıza geliştirmekle ilgili teknikler var. Aslında bununla alakalı NLP teknikleri de var. Bunlar tarihin geçmişinden bu yana hafızlar, konuşmacılar, hitabet sanatında ilerleyen kişiler, tiyatrocular, uzun tiratları ezberleyen kişiler, bunları el yordamıyla bulmuşlar. Akrostiş kullanarak baş harfleri olabilir. Yani bilinçle, bilinçaltının ortaklaşa çalışmasıyla sağ beyin ve sol beyinin ortaklaşa çalışmasıyla kişiler çok hızlı ve kalıcı bir şekilde öğreniyorlar, öğrendiklerini görüyoruz. O zaman okul, ders, öğrenmek bir yük, bir angarya, zorlayıcı bir mecburiyet olmaktan çıkıyor, keyifli bir şey haline geliyor. Çocuk koşarak okula gidiyor ya da öğretmenine doğru gidiyor. Çünkü çocuk nasıl oynamayı seviyor, oynamaya nasıl koşurak gidiyorsa, artık onun için öğrenme de bir tür zevkli bir oyun haline geliyor.