1663

Nigar'ın 32. Günü

Leyla, Selma’nın gözlerinin içine yalvararak bakıyordu. Selma yavaşça çekti elini.

SELMA- Ne gecesi Leyla teyze, nereye gidecek Nigar geceleri? Nereden çıkardın? 

Leyla arkasına yaslandı. Selma’ya baktı, kadın onun bakışlarının altında ezilip oturduğu yerden kalktı.

SELMA- Çorbanı buraya bırakıyorum. Ben bir çarşıya inip geleceğim tamam mı Leyla teyze? Hadi görüşürüz.

Leyla tülü açıp hızla uzaklaşan Selma’nın arkasından baktı. Yeniden yaslandı. “Selma’ya bile söylemediğine göre” diye düşündü. Birden yüzü aydınlandı. “ Acaba bir sevgilisi mi var?” diye geçirdi içinden. Ama sevgilisi olsa kimden saklayacaktı ki, kime neydi? Bunun için gece yarısı çıkıp gitmezdi Nigar. Nigar’ın kimseden korkusu olmazdı ki? Kafası karıştı yine.

-o-

Bengü kuyrukta çay almak için bekleyen Sinan’ı seyretmekteydi. Ne olmuştu da kıza yanaşmıştı artık, aklı almıyordu. Ama her ne olmuşsa iyi olmuştu. Tatlı düşüncelerinden sandalyesinin çekilmesiyle sıyrıldı. Ahmet, Cem ve kızlar gelip masaya oturdular. Bengü bozulduğunu belli etmeyerek göz ucuyla Sinan’a baktı.

AYLİN- Kızım neredesin ya?

BENGÜ- Buradayım ne oldu?

AHMET- Ne o başbaşa kaçmalar falan? Bilelim biz de.

BENGÜ- Salak salak konuşma be. Sinan çaylarla gelir.

CEM- Bize yok mu oğlum?

SİNAN- Olmaz mı, iste yeter ki.

CEM- Derse girecek misiniz öğleden sonra?

SİNAN- Bilmem, belki sinemaya gideriz değil mi?

BENGÜ- Süper olur. Benim dersim yok zaten.

AYLİN- E, bizim de yok. Takılırız peşinize.

Bengü ve Sinan bakışır.

-o-

Nigar iş çıkışı otobüs durağına doğru yürürken, vazgeçip parka saptı. Bir banka oturdu. Uzaklara baktı. “ Ne yapacağım ben?” diye düşündü. O gün yine Sabiha hanımın huysuzluklarıyla geçmişti. Ona katlanmak mı daha kolaydı yoksa? Pavyonu düşününce ürperdi. Bir yolunu bulması gerekiyordu. Yorgunluktan bayılmak üzereydi. Hem pavyon hem iş. Sabiha hanım da içine doğuyormuş gibi hep pavyon ertesi günü saçma şeyler istiyordu. Bugün de buzluğa koymak için neredeyse dört tencere yaprak sarmıştı. Kolları ağrıyordu. Bu kadından kurtulmalıydı. Ama pavyonun içki, duman, pislik kokan ortamına da uzun süre dayanamazdı. Çantasından kağıt kalem çıkardı. Haftada iki gün giderse ne kazanacağını hesaplamaya başladı. Daha çocukların en az altı yıl okulları vardı. Annesinin ameliyatı ha keza. Durup ağaçlara baktı. Haftada üç gün gitmeye karar verdi. Tabii Hamza evet derse… hesap kitaba boğuldu, içinden çıkamadı. Paranın geleceğini gördükçe ihtiyaç listesi büyüyordu. Bir an durdu. Bugüne kadar nasıl yaşadıklarına şaşırdı. Kendi kendine gülmeye başladı. Çantasını toplayıp kalktı, otobüs durağına doğru yürüdü. 

 -o-

Otobüsten inip caddeden döndüğünde karşı kaldırımda duran Ferit’i gördü. İkisi de her zaman ki gibi donup kaldılar. Birbirlerine bakıp konuşmaya çabaladılar ama yapamadılar. Ferit Nigar’ın olduğu kaldırıma geçmeye karar verdiğinde köşeden Keriman ve Lale’nin geldiğini görüp durdu.

ARKASI YARIN.....

Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.