1587

Nigar'ın 27. Günü

Nigar bulaşıkları yıkarken kafası karmakarışıktı. Nasıl gidecekti, ne yapacaktı hiçbir fikri yoktu. Kendine bile itiraf edemiyordu ama yine o sahneye çıkacağı düşüncesi kalbini yerinden fırlatıyordu. Acaba bugün nasıl bir elbise giyecekti? Saçlarını bu kez topuz yapacaktı. Bunları düşündüğü için çok utandı birden. Sonra müşterileri hatırlayınca içini bir tiksinti kapladı. Paraya ihtiyaçları olmasa yapılacak şey değildi. Zaten Hamza olmasa asla böyle bir şeye cesaret edemezdi. Kapının ziliyle yerinden sıçradı. İçeri seslendi. 

NİGAR- Sinaan, kapıyı aç oğlum, Selma gelecekti. 

Sinan yüzünde saklayamadığı mutlulukla kapıyı açmaya giderken Lale arkasından baktı. “Aptal aptal sırıtıyor” diye düşündü. Selma elinde kek tabağıyla girdi. Leyla’nın yanına bıraktı. 

SELMA- Çayın yanına iyi gider, afiyet olsun. 

LEYLA- Sağol kızım, eline sağlık. 

NİGAR- (ses) Selma buradayım.  

Selma mutfağa gittiğinde Nigar ellerini kuruluyordu. 

SELMA- (fısıldayarak) Ne oldu kız, mesajını alınca panik oldum. 

NİGAR- Sorma, bu gece yine gideceğim, elim ayağım birbirine dolandı.  

SELMA- Hani yarın gidecektin? 

NİGAR- Hamza aradı, bugün dedi, anlamadım. 

SELMA- Hey yarabbim. 

NİGAR- Çocukların da hiç yatacağı yok bugün. Keyifleri yerinde. Yarımda araba gelecek almaya beni. Acaba uyku ilacı mı versem hepsine? 

İkisi de güldü. Lale içeri girince toparlandılar. 

LALE- Ne oldu hala? 

NİGAR- Sana ne halasının kuzusu? Dedikodu yapıyoruz. Dinleyecek misin? 

Lale bozuldu. Nigar dayanamayıp sarıldı kıza. 

NİGAR- Şaka yaptım kuzum, hadi çayları koy sen. Selma ablana bir dilim de limon kes. 

SELMA- Yok kız, gidiyorum ben. Kek bırakacağım diye çıktım. Şimdi huysuzlanır benim ki. 

 -o- 

Nigar, giyinmiş odasında karanlıkta oturuyordu. Sokaktan geçen sarhoş seslerini duyunca iyice gerildi. Kol saatine baktı, beş dakika sonra çıkması lazımdı. Sarhoşların uzaklaşan seslerini dinledi. Evdekiler uyumuştu. Yavaşça odanın kapısını açtı. Annesi uyuyordu. Başucundaki radyodan kısık sesle bir türkü duyuluyordu. Kapatacakken vazgeçti. Çocukların odasını kontrol etti. İkisi de uyuyordu. Yavaşça sokak kapısını açtı.Karanlığa çıktığında etrafa hızla göz atıp boş sokaktan aşağı doğru yürümeye başladı. Köşeye geldiğinde bir arabanın farları sönük halde beklediğini gördü. Ne yapacağını bilemeden durdu. Ya yanlış arabaysa diye düşündü. Araba farlarını yakıp söndürdü. Nigar iyice şüphelendi. Etrafa baktı korkuyla, bir gören var mı diye. Şoför camı açıp seslendi. 

ŞOFÖR- Abla hadi amma sallandın. Hamza abi bekliyor. 

Nigar koşarak bindi arabaya. 

 -o- 

Pavyonun kapısına geldiğinde Nigar’ın bütün heyecanı bir anda söndü. Sokak bugün daha kalabalıktı. Şoförün peşinden içeri girdi. Adam onu Hamza’nın odasına götürürken içeriden gelen kahkaha ve müzik sesleri Nigar’ı iyice gerdi. Geri dönmeyi düşündü ama o sırada adam Hamza’nın kapısına açtı. İçeride Hamza Mehtap’ ı azarlıyordu. Kadının ağlamaktan makyajı akmıştı. 

ŞOFÖR- Abi geldik. 

Hamza adamın arkasında Nigar’ı görünce hemen masasından kalkıp yanına geldi. 

HAMZA- Geldin mi Nigar? Gel şöyle içeri. 

Nigar içeri girince kendisine nefretle bakan Mehtap’ı gördü. Bu ilk gece gördüğü kadındı. 

NİGAR- Merhaba 

Kadın cevap vermediği gibi Nigar’ın suratına tiksintiyle bakıp gözyaşlarını sildi. Makyajı iyice bulaştı. 

HAMZA- Mehtap hadi çık dışarı! 

NİGAR- Hamza… 

HAMZA- Mehtap! 

MEHTAP- Görürsün sen bak, neler yapacağım sana! 

HAMZA- Mehtap! Çık!Kadın hızla çıktı dışarı. Koridordan küfürleri gelirken 

Hamza arkasından kapıyı örttü. Nigar donup kalmıştı.

ARKASI YARIN,,,,,


Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.