1545

Nigar'ın 24. Günü

Ders çıkışı Sinan kitaplarını hızla toplayıp sınıftan çıktı. Cem arkasından hareketlendi ama Bengü’nün çıktığını görünce ağırdan aldı. Bengü koridorda Sinan’ın arkasından seslendi. 

BENGÜ- Sinan! Sinan dursana iki dakika ya? 

Sinan ne yapacağını bilemedi ama durup kızın kendisine yetişmesini bekledi. 

BENGÜ- Ne bu acele? Niye fırlayıp gidiyorsun? 

SİNAN- Ne fırlaması kızım? Dersten çıktım işte. 

BENGÜ- Kafeteryaya gidelim mi? Konuşuruz biraz. 

Sinan tam itiraz edecekken sabah halasının verdiği elli lirayı hatırladı. İçine bir rahatlık çöktü. 

SİNAN- Tamam gidelim. 

Bengü gülümsedi. 

BENGÜ- Çok şükür. 

 -o- 

Nigar konakta mutfağı temizlerken Hicran içeri telaşla girdi. 

HİCRAN- Abla bırak temizliği çabuk gel! 

NİGAR- Ne oldu kız? 

HİCRAN- Sabiha Hanım çıldırdı, odasında bas bas bağırıyor. 

NİGAR- Ne olmuş ki? 

HİCRAN- Bilmiyorum birisiyle konuşuyordu telefonda. 

NİGAR- Ahmet bey gitti mi? Yok mu yanında? 

HİCRAN- Çıktı o çoktan. Kızı da gitti. 

Nigar ellerini kurulayıp çıktı. 

NİGAR- Allah Allah? Ne oldu acaba? 

Nigar mutfaktan çıkıp geniş salona girdi. Sabiha hanımın sesi yukarıdan yankılanıyordu. 

SABİHA- Hepiniz geberin! Bıktım her şeyden, bıktım! 

Nigar hızla merdivenleri çıktı. Sabiha Hanım odasında eline geçen her şeyi yerlere fırlatıyordu. Nigar’ı görünce ona bağırmaya başladı. Hicran içeri girmeye cesaret edemedi. 

SABİHA- Hah! Siz de gelin! Bir siz eksiktiniz! Hepiniz beni tüketmek için uğraşıyorsunuz! 

NİGAR- Sabiha hanım ne oldu? 

SABİHA- Seyir çıktı size dimi? Bütün gün konuşursunuz artık çen çen! 

Nigar Sabiha’yı sakinleştirmek için kolunu tutar. Sabiha hızla iter onu. 

SABİHA- Çekil! Dokunma bana o pis ellerinle! 

Nigar kapıdan korkuyla bakan Hicran’a seslenir. 

NİGAR- Çabuk kolonya getir! Bir bardak suya da yarım limon sık hemen. 

Hicran koşarak giderken Nigar Sabiha hanıma sarıldı ve yatağın kenarına oturttu. 

SABİHA- Bırak beni Nigar!

NİGAR- Tamam hanımım, siz şöyle oturun hele. Ne oldu Sabiha hanım, kim üzdü sizi böyle? 

Sabiha boş bulunup anlatmaya başladı. 

SABİHA- Bıktım Nigar bıktım! Ben bu aile için saçımı süpürge yapıyorum görüyorsun! 

Nigar içinden ‘ ne demezsin! Kıçın koltuktan kalkmıyor” diye düşünür, gülmemeye çalışır. 

NİGAR- Değil mi hanımım? 

SABİHA- Ama kime yaranıyorum? Kimseye! Hele o cadaloz Nermin, işi gücü yok sabah sabah açmış, dün kocanı bir kadınla gördüm diye müjde veriyor! 

NİGAR- Bak terbiyesize! 

SABİHA- Daha kocam kapıdan çıkalı 10 dakika olmadı ayol! Evi mi gözlüyor bunlar anlamıyorum ki? Bir daha kapımdan içeri adım atamazlar! Hepsini yedir içir, partiler ver, onlar ne yapsın, bütün gün dedikodumu yapsınlar! 

NİGAR- Valla gelmesinler! Ben de hiç sevmiyorum onları. 

Sabiha anlamaz, devam eder. 

SABİHA- Sanki kadınlar benim kocamı köşede bekliyorlar.Nigar “ köşede değilse de bekliyorlar. Ah hanımım ah! Biz görüyoruz sen görmüyorsun” diye düşündü. 

Hicran Nigar’ın istediklerini getirdi. Nigar kadına limonlu suyu içirip, kollarını kolonyayla ovmaya başladı. Sabiha artık kendi kendine konuşuyordu. 

SABİHA- Tabii yakışıklı adam Ahmet! Eh, zenginliğimiz zaten dillerde. 

NİGAR- Bunlar çekemiyor sizin mutluluğunuzu hanımım, gelmesinler bir daha! 

Sabiha dönüp baktı Nigar’a. Hızla kolunu çekti. 

SABİHA- Bırak! Senin de işine geliyor dimi kimsenin gelmemesi! Ohhh, iş yapma, yemek yapma yat bir kenara! 

Nigar tam cevap verecekken telefonu çalmaya başladı. Telaşla cebinden çıkardı. Arayan Hamza’ydı. Panikle kapattı. 

SABİHA- Hah! İş yapacağına gevezelik yap! Kim o arayan? 

NİGAR- Hiç. 

SABİHA- Çıkın dışarı çıkın! Rahat bırakın beni!

ARKASI YARIN....

Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.