Nigar'ın 19. Günü
Lale okuldan dönerken yolda Cem’in arabasını görür. Kalbi yerinden çıkacak gibi olur. Cem’de onu görünce yavaşlar.
CEM- Lale!
Lale ne yapacağını şaşırır. Duymamış gibi yürümeye devam eder. Cem arabayla yanaşır ve Lale’nin yanında durur.
CEM- Lale, merhaba.
LALE- Merhaba.
CEM- Eve mi gidiyorsun?
LALE- Evet.
CEM- Ben de size gidiyordum, gelsene.
Lale utanır.
LALE- Yok iyi böyle, yürüyeceğim ben.
CEM- Niye?
LALE- Yok ben … Ben manava falan gideceğim.
CEM- Peki sen bilirsin.
LALE- Sen niye gidiyorsun bize?
CEM- Ya, arkadaşlarla bir yere gidecektik, Sinan trip yaptı gelmedi. Gidip bakacağım ne oldu diye.
LALE- Anladım.
CEM- Gel işte gidelim.
LALE- Yok git sen, ben birazdan gelirim.
CEM- Tamam, görüşürüz.
Cem arabaya binerken bakar kıza, bir şey söyleyecek gibi olur ama yapamaz. Cem arabasıyla uzaklaşırken Lale arkasından bakar, dizleri titremektedir.
-o-
Hamza annesinin salonunda yüzünde saklayamadığı bir mutlulukla oturmaktadır. Münevver hanım kahve tepsisiyle içeri girdiğinde oğlundaki değişikliği fark etmiştir. Hamza annesini görünce toparlanır, kalkıp annesinin elinden tepsiyi alır. Münevver hanım kahvesinden bir yudum aldıktan sonra oğluna gülümseyerek bakar.
MÜNEVVER- Nasılsın oğlum?
HAMZA- Sağol anacığım çok iyiyim.
MÜNEVVER- Yıllardan beri seni hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Hayırdır?
Hamza kızarır. Sanki küçük bir çocuk gibi annesine yakalanmıştır. Telaşlanır.
HAMZA- Yok bir şey anacığım.
Annesi sadece gülümseyerek bakar. Hamza açıklama ihtiyacı duyar.
HAMZA- Ya anacığım senden de bir şey saklanmıyor.
MÜNEVVER- Anneler çocuklarının gözünden anlar her şeyi yavrum. Söyle seni bu kadar mutlu eden şeyi hadi.
HAMZA- Öylesine bir şeyler. Sen takma kafana. Bir gün oturup anlatırım, şimdi gitmem lazım.
MÜNEVVER- Aaa, daha kahveni bile bitirmedin ayol?
Hamza annesinin elini öper.
HAMZA- içtim say annem. Geç kaldım.
-o-
Nigar, uykusuzluktan bayılmak üzeredir. Neredeyse elli kişilik mantı açmış, kurusun diye bir köşeye dizmiştir. Hamuru yoğuracak hali kalmamıştır. Saat neredeyse beşe yaklaşmıştır. Daha çiğ börek yapması gerekmektedir. Yoğuramadığı hamuru bir kenara bırakır, arkasına yaslanır. Sabiha hanımın acımasızlığını düşünür. Sonra gece gelir yine aklına. Şarkı söylediği anın zevkini düşünür. Gülümser. O sırada Hicran gelir.
HİCRAN- Abla valla imreniyorum sana. Bütün gün canın çıktı hala gülümsüyorsun.
NİGAR- İnsanın içinde umut var oldukça her şeye dayanır. Unutma bu lafımı.
ARKASI YARIN....
Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.