Nigar'ın 15. Günü
Nigar satıcı kızın alaylı davranışlarına aldırmadan alışverişini yapmış, bir elinde konak alışverişi poşetleri diğer elinde küçük bir kağıt poşette makyaj malzemeleri ile mutlu bir suratla dükkandan çıktığı anda Ferit’le çarpışır. Nigar’ın kısa süren mutluluğu Ferit’le göz göze geldiğinde şaşkınlığa dönüşür. Torbalar elinden uçarak etrafa saçılır. Far paketinin havada uçtuğunu görür ama bir şey yapamaz. Birbirlerine bakakalırlar.
Tezgahtar vitrinden olanı biteni görmüştür. İkisinin hiçbir şeye aldırmadan birbirlerinin gözünün içine bakmalarına anlam veremez.
TEZGÂHTAR- Kadına bak, tipinden de hiç belli olmuyor paçozun ama adam kalakaldı.
Ferit bir şey diyecek olur ama Nigar hemen kendini toplar ve önce farı ve ruju alıp cebine koyar ardından poşetleri hızla toplar, kaçarcasına gider. Nigar’ın tek kelime etmeden kaçıp gitmesi ardından hiçbir şey yapamadan bakan Ferit’i yıkmıştır.
FERİT- (fısıldayarak) Nigar…
-o-
Keriman, okul çıkışı kayınvalidesinin evine gelmiştir. Bir süredir yatalak olan kayınpederinin ilaçlarını getirmiştir. Ama Ferit’in annesi de Keriman da bunun bir bahane olduğunu bilmektedir. Keriman Ferit’den göremediği ilgiyi burada bulmak için gelmektedir. Getirdiği ilaçları çıkartır çantasından.
KERİMAN- Anneciğim, Ferit babasının ilaçlarını getirdi dün, sabah dersim vardı bırakamadım. Bak bundan iki günde bir içecek tamam mı?
İPEK- Tamam kızım sağol… Ferit nasıl?
KERİMAN- (durgun) İyi anneciğim, bildiğin gibi.
İPEK- Haftalar oldu gelmedi yine, söyle ona babası da çok özledi, bir ara gelsin.
KERİMAN- Hastane çok yoğunmuş bu aralar anne, ondan... Hafta sonu kahvaltıya geliriz.
Keriman’ın ortamı yumuşatmaya çalıştığını anlayan İpek’in gözleri dolar.
İPEK- Ah kızım, savunma onu. Ben oğlumu bilmez miyim? Bizi hala affetmedi. Hiç de etmeyecek.
Keriman bozulur, toparlanmaya başlar. Kadın pot kırdığını anlar.
İPEK- Sen benim kusuruma bakma kızım, ben ne dediğimi bilmiyorum.
KERİMAN- Önemli değil anne. Ben bununla yaşamaya alıştım.
-o-
Sinan, Cem ve Ahmet evin önüne gelmişlerdir. Arabaya yaslanmış sohbet ederlerken köşeden elinde ekmek torbasıyla Lale görünür. Lale onları görünce heyecanlanır. Bakmamaya çalışarak evden içeri girerken Sinan seslenir.
SİNAN- Lale!
LALE- Ne var?
SİNAN- Ekmekten versene biraz.
Lale abisinin bu davranışa sinir olur ama bozuntuya vermeden yanlarına gelir, ekmeği uzatır, Sinan ucundan kopartıp torbayı Ahmet'e uzatırken, Cem elini uzatır Lale'ye.
CEM- Merhaba, ben Cem.
Lale abisine bakar, Cem'e elini uzatmaz.
LALE- Lale.
CEM- Biliyorum.
Cem’in yumuşacık gülümsemesiyle Lale kıpkırmızı olur. Ne yapacağını bilemez. Göz ucuyla abisine bakar. Sinan aradaki elektriği hissedip sinirlenir.
SİNAN- Tamam kız, al torbayı gir hadi içeri.
Sinan’ın küçük bir çocuğu azarlar gibi davranması Lale’yi o kadar utandırır ki içinden suratına yumruk atmak geçer. Hışımla alır ekmeği, eve doğru gider. Ağlamak üzeredir. Cem ne yapacağını bilemeden Sinan’a bakarken Ahmet’in alaylı gülüşü ile Sinan birden ciddileşir.
SİNAN- Hadi siz de ikileyin artık.
Çocukların cevabını beklemeden Sinan da eve doğru yürür.
Lale içeri ağlamaklı girip elindeki ekmek poşetini masanın üstüne sertçe fırlatacakken babaannesinin yanında oturan Münevver hanımı fark eder.
LALE- Hoşgeldin Münevver teyze.
MÜNEVVER- Nasılsın kızım?
LALE- Sağol iyiyim. Babaanne nasılsın?
LEYLA- Kızım şu suyu uzatıver.
Lale babaannesine su içirirken Sinan hışımla içer girer. Münevver hanımı fark eder ama yine de kendini tutamaz.
SİNAN- Sen ne yaptığını sanıyorsun ha?
LALE- Ne diyorsun salak!
SİNAN- Ne diye durdun orada?
LALE- Sen çağırdın beni be!
LEYLA- Ne oluyor yine?
LALE- Aptal işte, kendi kendine olay yaratıyor!
SİNAN- Herifin içine düşecektin!
LALE- Senin ukala arkadaşlarını ne yapacağım ben, şapşal!
SİNAN- Ah canım…
MÜNEVVER- Çocuklar ayıp ama…
SİNAN- Kusura bakma Münevver teyze…
-o-
Nigar gençlik yıllarında Ferit’le geldikleri tepede tek başına oturmuş akşam güneşinin batışını seyrederken karmakarışık duygular içindedir. Mutludur. Ama korku ve heyecandan titremektedir.
NİGAR- Allahım sen bana güç ver akıl ver sabır ver… Lütfen yeniden yakmasın bu kor beni. Evli barklı adam… Çıkartma onu karşıma…
Elindeki makyaj malzemelerini sanki biri elinden alacakmış gibi sıkı sıkı tutar.
ARKASI YARIN...
Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.