Nigar'ın 6. Günü
Lale bezgin bir şekilde eve gelir. Kapı sesini duyan Leyla seslenir.
LEYLA- Nigaarr?
LALE- Benim babaanne! Lale içeri girer.
LEYLA- Kızım iyi ki geldin. Şu suya bir türlü uzanamadım.
Lale masanın üstündeki suya bakar, içi acıyarak babaannesine içirir.
LALE- Niye Selma ablayı çağırmadın babaanne?
Leyla suyu içer, çok susadığı bellidir.
LEYLA- Bugün kaç kere çağırdım kızcağızı. Pazara gidecekti, dönmedi herhal, bir kaç kez çaldım zili ama…
Kapı hızlı hızlı vurulur ve içeri paldır küldür Efsun girer.
EFSUN- Hu hu? Kimse yok mu? Neredesiniz ayol?
LALE- (bıkkın) Gel gel içerideyiz.
EFSUN- N'aber millet?
LALE- Senden?
EFSUN- Ay kızım var ya, biliyor musun bugün ne oldu?
LALE- Bilmiyorum Efsun, söyle…
EFSUN- Aşağı mahallede oturan kızıl bir kadın vardı ya?
LALE- Eee?
EFSUN- Kadın, kocasını bırakmış sevgilisine kaçmış!
LALE- Bize ne bundan?
EFSUN- Leyla teyze ne diyor bu ya? Kızım kadın kaçmış diyorum! Adam perişan oldu! Kadının bütün elbiselerini parçalayıp camdan aşağı attı, görmeliydin!
LEYLA- Tövbe yarabbim, daha neler duyacağız…
Kapı açılır ve Sinan içeri girer. Efsun onu görünce kikirder.
SİNAN- Lale yiyecek ne var, karnım çok aç.
LEYLA- Önce bir merhaba de oğlum, selamsızdan mı geldin?
Sinan gider babaannesini öper.
SİNAN- Nasılsın babaanne?
LEYLA- İyiyim oğlum, okul nasıldı?
SİNAN- Bildiğin okul işte. (Lale’ye) Kız, sana açım diyorum! Hala duruyorsun!
LALE- Aaa, salağa bak, git ye kendin! Daha halam gelmedi!
LEYLA- Bir gün de halanızı beklemeseniz de siz hazırlasanız?
SİNAN- Ne diyorsun babaanne ya?
EFSUN- Dur ayol, ben şimdi sana hemen bir sandviç hazırlarım! Efsun, koşuşturarak mutfağa gider. Sinan arkasından pis pis sırıtır.
LALE- Bakıyorum çok hoşuna gitti.
SİNAN- Gördüğün gibi bana yemek hazırlamak senin dışında herkes için bir şeref!LALE- Şapşal! Kızı ümitlendiriyorsun.
SİNAN- Sana ne? Sen ruhsuzsun diye hepimiz mi öyle olalım?
LEYLA- Çocuklar ayıp ediyorsunuz ama…
-o-
Nigar hazırladığı masaya keyifle bakar, eseriyle gurur duyduğu bellidir. Hicran, peçeteleri yerleştirmekte…
HİCRAN- Ay Nigar abla eline sağlık… Bu zenginler ağızlarının tadını biliyor değil mi? Onlar başka türlü insanlar…
NİGAR- Evet ama unuttukları bir şey var, bütün yedikleri giydikleri güzel şeyleri aslında fakirler yapıyor…
HİCRAN- (kikirder) Bak hiç bunu düşünmemiştim.
NİGAR- Hadi ben gidiyorum artık, çocuklar evde aç aç beklerler şimdi.
HİCRAN- Ne saçma değil mi abla? Elaleme masa donat, evde yemeğin olmasın? Nigar, Hicran'ın suratına sırıtarak bakar.
NİGAR- Bana bak, işçi uyanıyor mu yeniden?
HİCRAN- Ne?
NİGAR- Bilinçlenme, sorgulama diyorum.
HİCRAN- Ne diyorsun abla ya?
NİGAR- İyi akşamlar diyorum.
-o-
Akşam yemeği yenmiş, Lale masayı topluyor. Sinan, bilgisayarın başında. Leyla camdan dışarıyı seyrediyor. Nigar mutfaktan çekirdek poşeti ile gelir.
NİGAR- Sinan oğlum, Lale'ye yardım et biraz. Ben yana geçiyorum.
SİNAN- Ya, bırak hala ya, ne yardım edeceğim, toplasın işte, benim dersim var.
NİGAR- (eliyle kendi alnını gösterir) Baksana şuraya, ne yazıyor?
SİNAN- Nerede ne yazıyor?
NİGAR- Alnımda. Tersten enayi yazıyor mu?
SİNAN- Of hala, çok komik.
NİGAR- Ders çalışıyormuş, yeni aldığım oyunu oynuyorum, rekorlara koşuyorum desene mertçe.
SİNAN- (hemen savunmaya geçer) Para biriktirip aldım!
NİGAR- Hadi be!
ARKASI YARIN...
Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.