4166

Sırtında kamburu, gözünde korku, yüzünde yaşanmışlığın izleri..

2000 yılında işim nedeniyle yolum Diyarbakır’a düştü. İlk defa gittim. Bir müzik marketin önünde, 90 yaşlarına yakın bir yaşlı amca korkulu gözlerle vitrin camından içeriye bakıyor, kapıya yanaşmak istiyor, içeriden gelen seslerle geri dönüyordu. Bir derdi var söylemek istediği, bu yaşında insan niye korkar, istediği şey ne olabilir ki. Bir anlam veremedim.

Müzik markette çalışanlarla sohbet halindeyken dikkatimi çeken yaşlı amcayı işaret ederek “Herhalde bir şey istiyor. Ama niye öyle korkarak davranıyor” diyerek çalışanlara durumu ilettim. Mağaza sahibi “Türkçe konuşuyoruz ya sizleri polis zannediyor, onun için içeri girmiyor. Hala kendisini eski günlerde sanıyor, polis beni götürür diye konuşmuyor. Türkçe bilmediği için, burada bir çok yaşlının durumu böyle“ dedi. Dükkan sahibi, yaşlı adama doğru yürüyüp, kürtçe konuşarak korkmadan mağazaya girebileceğini burada polis olmadığını söyledi. Ne istediğini sordu. Kürtçe cevap veren yaşlı adam, dinlemek için sevdiği türkülerin yeralığı bir kaseti sordu ve satın aldı.

Sırtında kamburu, gözünde korku, yüzünde yaşanmışlığın izleri çizgilerle dükkandan ayrıldı. O günden beri yolum bir daha Diyarbakır’a düşmedi ama yaşlı amcanın korku dolu gözlerini hiç unutmadım. Büyüttüğü çocuklarını, torunlarını düşündüm. Endişeyle nefes aldığı, korkuyla baktığı hayata nasıl çocuklar yetiştirdi, nasıl torunlar yetiştirebildi? Korkunun hüküm sürdüğü bir ortamda çocukların hayallerinde neler olur ki?

Yıl 2015! Ülkenin bir yarısı günlük hayatının rutini içinde yaşamını sürdürürken diğer yarısında sokağa çıkma yasağı, bomba sesleri, günlük yaşamını idame ettirecek tüm işlerden yoksun aileler yaşam mücadelesi veriyor. Yine alınan yanlış politikalarla güneydoğu halkın diğer yarısı, yine aynı korkularla, ayrışarak, yine aynı hikayeyi yaşamaya devam ediyor. Bomba sesiyle güne uyanan, okula gitmek isteyipte okulda öğretmenini bulamayan, ailesini, olan bitenleri gördüklerini çocuk aklıyla anlamaya çalışan çocukların hayalleri yine neler olabilir ki?

Ferda Kervan
Basın Danışmanı & Halkla İlişkiler