2106

Türkiye'de Hakimler Var

Pek bilinen bir hikayedir. 

Prusya Kralı Büyük Frederick, Berlin yakınlarındaki Postdam ormanlarında gezinirken, bir değirmenin bulunduğu tepenin aşağısındaki alçak bir tepe üstünde durur. Değirmenin olduğu yeri satın alacağını ve yerine bir saray yaptıracağını söyler. Kralın adamları değirmenciye gider ve kralın bu isteğini iletirler. Fakat adam değirmenini satmak istemez. Kral değirmenciyi yanına çağırtır. Önce, değirmen için değerinin kat kat üstünde bir meblağ ödemeyi teklif eder.

Değirmenci: "Olmaz! Değirmenim satılık değildir." der. Kral: "Sen benim kral olduğumu bilmiyor musun yoksa?" diye sorar. "Biliyorum, biliyorum." der Değirmenci. "Sen de benim, bu değirmenin tapusu ile sahibi olduğumu bil." diye cevap verir. Kral: "O halde zorla alırım. Bakalım o zaman ne yapacaksın?" der. Değirmenci: "Alamazsın! Berlin'de Hâkimler var!" cevabını verir. Kral, ıslah ettiği mahkemelerin adaletine, kendi aleyhinde de güvenildiğini anlar ve bu yel değirmeninin, Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister. Değirmenin altındaki tepeye sarayını diker ve saraya değirmencinin adı olan, Sans-Souci adını verir. Değirmen bugün hala bir adalet abidesi gibi saraya komşu.

Haksızlıkların bizi yıldırdığı günlerde, bir karar tekrar umudun yeşermesine neden oluyor. Davaları devam edecek olan Can Dündar ve Erdem Gül, Silivri çıkışında sık sık içerideki gazetecilere değindi "Biz çıktık ama onlar için de mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

Biz de inanıyoruz ki, Ankara'da hakimler var!