1501

Nigar'ın 16. Günü

Nigar gecenin karanlığında yatağının üstünde giyinmiş oturmaktadır. Camdan vuran ağaçların gölgesine bakarak düşünür. 

NİGAR- Neden şimdi gördüm Ferit’i Allahım neden? Hem de bugün. Ne yapacağım ben? 

Kararlı bir halde ayağa kalkar. Başucundaki ruju ve farı usulca çantasına koyar, odadan çıkar. Evde herkes uyumaktadır. Önce Sinan'a sonra Lale'ye bakar. Uyuduklarından emin olunca annesinin yanına gider. O da uyumaktadır. Başörtüsünü takar. Ayakkabılarını eline alır, usulca çıkar. Dışarı çıktığında Selmaların camına bakar. Selma karanlıkta durmuş ona dua etmektedir. El sallar, ayakkabılarını giyer. Mahallenin karanlık camlarına bakar. Sokaktan aşağı sessizce yürür. Birkaç sokak aşağı iner. Bir taksiye biner. 

 -o- 

Pavyonun olduğu sokağın başında iner taksiden. Taksici pis pis sırıtır. 

TAKSİCİ- İyi işler abla. 

NİGAR- Terbiyesiz! İşine bak sen! 

Taksi gider. Nigar kalabalık sokakta tek başına kalır. Gündüz gördüğü sokakla alakasıyoktur. Her yer ışıl ışıldır. Müzik sesleri dışarılara taşmaktadır. Sokak doludur. İçini derin bir korku kaplar. Çünkü etrafta ondan başka kadın yoktur. 

NİGAR- Yanlış yere mi geldim acaba? Yoo… 

Yavaşça yürümeye başlar. Pavyonların kapısındaki adamlar laf atmaya ıslık çalmaya başlarlar. Nigar ağlamaklı olur, korkudan çantasına sıkı sıkı sarılır, adımlarını hızlandırır. Peşine takılanlar olur.  

ADAM- Baksana yavrum, biraz geç kalmışsın buralara düşmeye. 

ADAM 2- Ne biliyorsun lan yeni düştüğünü, belki eski çalıştığı yere nostalji yapmaya gelmiştir. 

Gülerler. Hamza'nın pavyonunun önüne geldiğinde korkudan titremektedir. Kapıdakiadam tanır onu. 

FEDAİ- Gel gel, gir içeri. 

Hamza bey seni bekliyor. (adamlara) Dağılın lan siz de! Hadi, işinize bakın! Nigar pavyonun merdivenlerinden inerken, loş ışıkta boğaz yakan bir dumanın içinde kalır. Aşağı indikçe müziğin sesine kahkahaların karıştığını duyar. Çantasına iyice yapışır. Salona geldiği anda son basamakta durur. Dehşet içindedir. İçerisi tıklım tıklım kalabalıktır. Kadınlar şuh kahkahalar atmakta, adamlar sarhoş, her yer duman altıdır. Sahnede bir kadın şarkı söylemektedir ama kimsenin dinlemediği çok bellidir.Ne yapacağını bilemez. Tam geri döneceği anda bir el omuzundan tutup durdurur onu. Nigar korkuyla sıçrar. 

NİGAR- Bırak! 

HAMZA- Nigar, sakin ol, benim. 

NİGAR- Hamza, ben gidiyorum. Ben böyle bir şey beklemiyordum. 

HAMZA- Nigar sakin ol. Gel benimle.Hamza, 

Nigar'ın elini tutar ve onu kulise doğru kalabalığın arasından geçirerek sürükler. Nigar, Hamza'nın sıkı sıkı tuttuğu eline bakar. Korkudan o da yapışır. Hamza gülümser. Arka tarafa geçerler. Sağlı sollu odaların olduğu bir koridora girerler. Koridorun sonunda abartılı makyajlı sarhoş bir kadın, kıskançlıkla onlara bakmaktadır. 

MEHTAP- Hamza! 

Hamza onu görür ve sertçe bağırır. 

HAMZA- Kaybol! 

Nigar sıçrar. Hamza bir odanın kapısını açar, Nigar'a girmesi için işaret eder. Nigar titreyerek girer. Hamza onu bir koltuğa oturtur, kendisi de yanına oturur. Ellerini tutar. 

HAMZA- Nigar… Korkma… Bu geceyi atlatırsan, bir daha hiç korkmazsın. Hadi rahatla artık, bak ben hep yanında olacağım. 

Nigar utanarak ellerini çeker. Hamza ileri gittiğini anlar, ayağa kalkar, bir dolabın önündeki örtüyü çeker. İçi rengarenk sahne kıyafetleriyle doludur. Nigar bu pırıl pırıl sahne elbiselerini görünce boş bulunur, kalkar, dolabın önünde durur, usulca uzatır elini ve giysileri okşar. Birini çıkartır uzun uzun bakar. Sanki bir masalın içinde gibidir. Bir anda her şey gözüne çok güzel görünür. Ama dekoltesinin fazla olduğunu anlar, tekrar yerine asar geçer yerine oturur. Hamza cebinden bir cep kanyağı çıkartıp uzatır. 

HAMZA- İç bir yudum seni rahatlatır. 

NİGAR-…. 

HAMZA- Bak… sahneye çıktığında kapat gözlerini, sadece şarkını söyle. Gerisini düşünme. Şu anda herkes sarhoş, kimse seninle ilgilenmez. Onlar sadece sahnede bir kadın sesi duymak isterler o kadar. Hem herkes tembihli, senin yanına kimseyi yaklaştırmayacaklar. Makyaj için biri gelecek şimdi. 

NİGAR- Ameliyata girecekmişim gibi hissediyorum. 

Hamza güler. Nigar, Hamza'nın elindeki kanyağı alıp başına diker. 

 -o- 

Sahnenin ışıkları sönüktür. Salonda herkes kendi havasındadır, kimse sahneye bakmaz bile. Hamza bir köşede duvara dayanmış, elinde viskisi heyecan içinde beklemektedir. İleride kendisini için için ağlayarak izleyen Mehtap'ı fark etmez bile. Birden Nigar'ın sesi duyulur. 

NİGAR- " Ne çıkar bahtımıza ayrılık varsa yarın, sanma ki hikayesi şu titreyen dalların, düşen yaprakla biter, böyle bir kara sevda kara toprakla biter"Hamza'nın boğazı düğüm düğüm olur. Mehtap ağlayarak içeri kaçar. Sahne ışığı yanar. Nigar sahnede makyajlı, saçı yapılı, parlak mor bir sahne kıyafeti içinde bambaşka bir kadın olarak, gözleri sıkı sıkı kapalı şarkısını söylemeye devam eder. Hamza Nigar'dan gözlerini alamaz. Karşısında bambaşka bir kadın vardır. Salonda yavaş yavaş susmalar başlar. Nigar'a kadeh kaldıranlar olur. Hamza, Nigar'ın sesinden başka bir ses duymamaktadır. 

NİGAR- " Ağlama olma mahsun, gülerek bak yarına, sanma ki güzelliğin o ipek saçlarına dökülen akla biter, böyle bir kara sevda kara toprakla biter"

ARKASI YARIN....

Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.