1595

Nigar’ın 10. Günü

Nigar çayının son yudumunu da içer. Mutlu mutlu gerinir. Hamza garsona iki çay daha işareti yapar. 

NİGAR- Canım arkadaşım benim, iyi ki getirdin beni buraya. Sanki gençliğime döndüm. Ne zamandır bir yere gitmiyordum.
HAMZA- Ne zaman istersen…
NİGAR- Bak bir de ne anlatacağım, çok güleceksin. Bizim Sinan bir gün…
HAMZA- (sakin) Nigar boşver bunları, senin kendi hayatın nasıl gidiyor? 

Nigar yumruk yemiş gibi kalır… 

NİGAR- Deminden beri ne anlatıyorum ben ya?Sessizlik olur… 

Hamza onun gözlerinin içine bakar. 

HAMZA- Bunca olan bitene rağmen nasıl hala ayakta kalabiliyorsun, nasıl bu neşeni kaybetmiyorsun? 

Nigar gülümsemeye çalışır ama sanki bir anda bütün dertleri sırtına çullanmış gibi çöker. 

NİGAR- Ölümlere, ayrılıklara rağmen mi demek istiyorsun? Hamza omuz silker.
NİGAR- Hayat devam etmek zorunda Hamza… Hem… çocuklarım var benim… Hayat güzel, sağlığım yerinde, daha ne olsun? Niye kaybedeyim ki neşemi?
HAMZA- Yani bu kadar kolay mı hayat?
NİGAR- Değil mi?
HAMZA- Herkes için değil… 

Nigar susar. Başı önünde elindeki çay bardağı ile oynar. Sonra Hamza’nın yüzüne bakar. Yüzünde acı vardır. Ve şimdi bütün dertlerini hatırlattı diye Hamza’ya kızgındır. Şu bir saatlik eğlence, bütün dertlerini unutup anılara dalmanın getirdiği tatlı mutluluk yok olmuştur. Ama bir an karşısında dertlerini gerçekten dinleyecek biri olduğu için sevinir. 

NİGAR- Bakma, benim için de kolay değil, aslına bakarsan hem de çok zor. (yeniden hızlı hızlı anlatmaya başlar) Para yetmiyor artık, çocuklar büyüdükçe masrafları da büyüyor. Annelerini babalarını özlüyorlar ne kadar alışsalar da. İnan ne yapacağımı şaşırdım. Annem desen yıllardır cam önünde benim yolumu bekliyor. Eskiden alır onu bir taksiye atar gezdirirdim ama şimdi imkan mı var? Çocuklar yoktan anlamazlar ki? Kız yine iyi de oğlan para öğütücüsü valla. Bazen otobüse bile binecek param olmuyor da yürüyorum. (durur, neşelenir) Amaann iyi oluyor be, hava ala ala geliyorum eve. Hamza onu çok ciddi dinlemektedir. Cüzdanını çıkartır.
HAMZA- Ne kadar paraya ihtiyacın var Nigar? Nigar sinirlenir.
NİGAR- Deli mi ne? Ne sıfatla?!
HAMZA- Yanlış anladın, ben sadece eski bir arkadaşın olarak yardım etmek istedim…
NİGAR- Dilenci miyim ben? Çok mu acıdın?!
HAMZA- Tamam Nigar sakin ol…
NİGAR- Adama bak be! Suç bende ki seni adam sandım, buralara gelip içimi döktüm!
HAMZA- Nigar…
NİGAR- Ne de olsa eski arkadaş dedim, kime ne anlatıyorsun ki bu devirde?! Al işte! Aptal Nigar! Hala herşeyi lisedeki gibi kalmış sanıyor! Bir sessizlik olur. Nigar sinirle ayağını sallarken, Hamza yere bakmaktadır.İkisi de konuşmaya cesaret edemezler.
HAMZA- Belki inanmayacaksın ama benim için hala her şey aynı Nigar. O zaman sana karşı olan düşüncelerim neyse bugün de o. Ben değişmedim. Nigar şaşırır, Hamza'nın ne demek istediğini anlar ama bozuntuya vermez. Hareketlenir.
NİGAR- Neyse çayı da içtik, kalkalım artık, (gülmeye çalışır) Dedikodu olur bak sonra.Hamza duymaz gibidir.
HAMZA- Peki sana iş teklif etsem?
NİGAR- Ben zaten çalışıyorum Hamza. Anneme bak diyeceksen zaten bütün mahallecek bakıyoruz ona, sen merak etme.
HAMZA- Hayır öyle değil… Ek bir iş.
NİGAR- Nasıl?
HAMZA- Sesin hala çok güzel.
NİGAR- Eee?
HAMZA- E'si… Benim mekanlardan birinde şarkı söyleyebilirsin istersen…
NİGAR- (keser) Git işine Hamza! Sen beni yanında çalışan bayanlarla karıştırdın herhalde? Terbiyesiz! Nigar çantasını kapar ve kalkmaya yeltenir. Hamza kolundan tutar, durdurur.
HAMZA- Dur Nigar yanlış anladın! Sadece şarkı diyorum. Sesin çok güzel, yani en azından benim duyduğum en iyi ses. Haftada üç gece çıksan konaktakinden daha iyi para kazanırsın! Bak, yarın gündüz gözüyle gel gör, bir şey olmaz inan ki. Hem sazcılarla da tanışırsın. Artık pavyonlar eskisi gibi değil, turistler bile geliyor. Nigar, kolunu Hamza'nın elinden kurtarır. Bir an bakar, alaycı bir gülümsemeyle…
NİGAR- Parasızlıktan kötü yola düşmek sadece Türk filmlerinde olur sanırdım.
HAMZA- Nigar…
NİGAR- Bu kadar kolay para kazanmak içime sinseydi, bugüne kadar çoktan bu yollara düşerdim Hamza efendi. Ben alın terimle…
HAMZA- Seni korurum Nigar, düşündüğün gibi değil, sadece şarkı söyleyeceksin.
NİGAR- Anılarımdaki güzel yılları da kirlettin. Biz eski biz değiliz diyorsun yani… Nigar hışımla gider. Hamza bir süre arkasından bakar, sonra sandalyeye çöker, masaya bir yumruk indirir. Gözleri dolar.
HAMZA- Ah Nigar ah…Keşke senden uzak durmaya devam etseydim.

ARKASI YARIN...

Bu eser tüm haklarıyla onbi.tv'ye aittir.