1722

Maden Ocağının Dibinde

Enerji üretimi konusunda tamamen dışarıya bağımlı sanayimiz ve bugünlerde bir doğalgaz krizinin eşiğinde olmamız gözleri başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara çevirdi. Kömür deyince, özellikle son senelerde aklımıza acı geliyor, hüzün geliyor. İnsanlık onuruna yakışmayan şartlarda çalışan madenciler evlerine ekmek götürmek için kendilerine sunulan koşullara razı oluyorlar.

Sosyal medyada dünyadaki maden ocakları ile ülkemizdeki maden ocaklarının karşılaştırılması yetkilileri hala harekete geçirmiyor. Madencinin zor koşullarda çalışmasını kanunlarla ve vicdanla daha iyi hale getirmek gerekirken "Madenciliğin fıtratında ölüm var" demek, o insanları diri diri mezara koymak demek.

Karadon, Kozlu, Soma, Ermenek bizim hafızalarımıza rakamlarla kazındı. İhmaller yüzünden yüzlerce madenci hayatını yitirdi. Üzüntümüzü içimizde yaşadığımız zamanlarda bir şarkı duygularımıza tercüman olabiliyor.

Cem Karaca'nın bestesi "Maden Ocağının Dibinde" madencilerin kaderini anlatan sözleriyle gerçekleri tokat gibi yüzümüze çarpıyor.

Maden ocağının dibinde
Hava yok ışık yok
Maden ocağının dibinde
Besin yok karın yok
Maden ocağının dibinde
Oğlun bile yok
Maden ocağının dibinde
Bir sen varsın, direnen